Last updated on 30/07/2021
Merhaba, bugün birisi size “kitsch” derse ne anlamanız gerektiğini yazacağım. Kitsch “kiç” olarak okunuyor, söze buradan başlayayım.
Bu tablo çok kitsch!
Yani beğenmedim, bence estetik bir değeri yok.
Anlamından soyutlanan ve gelişigüzel harmanlanan, entellektüel kaygıdan uzak acıklı eserler için kullanılır. Gereksiz şekilde “süslenmiş” seri üretim şeylerdir, kitsch şarkılar da vardır, mobilyalar da, kalemler de…
İki tarafa da ait olamayan ama ikisinden de mesajlar veren bir şeydir, mesaj verir diyorum ya tüylerim diken diken oluyor bugün her şey, herkes mesaj vermek istiyor. Z kuşağı ise mesaj almak istemiyor.
Milan Kundera’nın “Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği” isimli kitabını bir arkadaşım bana hediye etmişti ve bu kitap sayesinde başka kıymetli bir arkadaş edinmiştim. Bu kitabı elime aldığımda altını çizdiğim şu bölümü gördüm ve bu yazıyı da bu vesile ile yazdım.
Ne diyor Milan Kundera:
“Kitsch’in insanda uyandırdığı duygu kitlelerin paylaşabileceği türden olmalıdır. O halde, kitsch alışılmamış bir durumdan yola çıkamaz; kişilerin belleklerine kazımış oldukları temel imgelerden türemek zorundadır; hayırsız kız evlat, ihmal edilmiş baba, çayırlarda koşuşan çocuklar, ilk aşk. Kitsch iki damla gözyaşının art arda yuvarlanıvermesine neden olur. İlk damla şöyle der: çocukların çayırda koşuştuğunu görmek ne güzel şey! İkinci damla ise şunu söyler: Çocukların çayırlarda koşuştuklarını görüp bütün insanlıkla birlikte duygulanmak ne kadar da güzel! Kitsch’i kitsch yapan yapan ikinci damladır. İnsanların yeryüzündeki kardeşliği ancak kitsch temeli üzerinde kurulabilir.”
Arabeskleşen hayatımız kitsch olmuş olabilir fakat arabeskin kendisi kitsch mi, emin değilim…
Bu kavram için “antisanat” diyenler de var ama ben katılmıyorum, mesela ben şiir yazmaktan anlamam fakat yazmak istiyorum ve arada yazıyorum. Satırlarıma baktıkça çok kitsch oldu desem de elimden bu kadar geliyor. Televizyon üzerine konulan danteller için de kitsch kavramı çok kullanılır fakat televizyon tam manasıyla bir “batı” ürünü değildir, evdeki koltuktan pek bir farkı yoktur, salondaki bir mobilyadır bu sebeple üzerine dantel koymak bizi küçültmez aslında ona ne kadar önem verdiğimizi gösterir.
İngiliz filozof David Hume “Güzellik yalnız bakanın zihnindedir” der…
Dilimizde bu kavramı rüküş olarak çevirebilir miyiz? Bence hayır, çevirenler var fakat bence olmaz. İşin garip yani bu alan da artık bir sanat dalı olarak kabul ediliyor, sanatçılar en kitsch eseri yapmak için özel çaba harcıyor.
Bu durum bana yıllar önce üniversite sınavına girip tüm soruları yanlış çözüp en düşük puanı almaya çalışan çocuğu hatırlattı.
Yorumlar