Last updated on 16/06/2021
Merhaba dostlar…
Katılımcı gözetim ile ilgili az yazacağım öz yazacağım.
Panoptikon kavramını duydunuz mu bilmiyorum ama kısaca tanımlamak gerekirse; bir hapishane düşünün her an izleniyorsunuz ya da siz öyle sanıyorsunuz, sizi her yerden ve her an görebiliyorlar fakat sizi kimin ne zaman izlediğini göremiyorsunuz ve bu sebeple her an izleniyormuş gibi davranıyorsunuz.
Katılımcı gözetimde de takipçileriniz ya da arkadaş listenizdeki kişiler sizi her an gözetlerler. Normal şartlarda gözetim dikey olur, bir kurum ya da Google gibi bir firma sizi gözetleyebilir fakat katılımcı gözetimde bu dikey hiyerarşi yoktur, herkes eşit şartlarda birbirini gözetler.
Bu kavram ilginizi çektiyse Hal Niedzviecki tarafından yazılan Dikizleme Günlüğü kitabını okumalısınız…
Birileri her an Google’da sizin adınızı arayabilir ya da profilinize girip inceleyebilir, geçmiş gönderilerinize tek tek detaylı şekilde bakabilir. Kişiler artık şirket temelli değil toplum temelli bir takip içindeler.
Yayından kalkan web siteleri web archive uygulaması ile incelenebilir, silinen fotoğraflara bir şekilde ulaşılabilir ya da birileri sizin sosyal medya hesaplarınıza o an nerede olduğunuzu öğrenmek için girebilir. Sizin nerede olduğunuza bakarak evinizi soyabilir ya da orada olduğunuzu bilmemesi gereken birine sizi şikayet edebilir.
Artık hepimiz gözetleniyoruz, sadece sosyal medya şirketleri değil, herkes tarafından!
Hepimiz bir avız ama aynı zamanda hepimiz birer avcıyız. Herkes birbiri ile ilgili daha çok şey bilmek istiyor, Instagram hikayesinde bugün yediğim köfteyi paylaştım diyelim, sanane kardeşim, sanane! Neden bakıyorsun amacın ne, neden beni dikizliyorsun. Neden ben senin hikayelerine bakıyorum, neden kim olduğunu inceliyorum.
Katılımcı gözetim demişken üreten tüketici kavramı ile ilgili yazdığım yazıyı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Görüşmek üzere…
Yorumlar