İçeriğe geç →

DİJİTAL KÖLELİK

Hey!

Sen.

Sana diyorum, nereden geliyor bu değirmenin suyu.

Nasıl bu kadar fotoğrafı ücretsiz şekilde internete yükleyebiliyorsun?

Bakın dostlar, bu benim web sitem www.TolgaAkkus.com’un 1 yıllık masrafı, yıllık neredeyse 500 lira para ödüyorum, yani özetle web sitem için her ay 37 lira para ödüyorum.

Siz her ay Instagram kullanmak için 37 lira verir misiniz?

Twitter da kullanmak istiyorum, ona da 37 lira vereyim.

Youtube olmazsa olmaz, ona da 37 lira vereyim.

“Olur mu öyle saçmalık” dediğinizi duyar gibiyim.

Bu parayı neden ödüyorum? İnternette kendime ait bir alanım var, bu alana fotoğraf yükleyebilirim, video yükleyebilirim, yazı yükleyebilirim. İnsanlar bana yorum yapabilirler ya da mesaj atabilirler.

Bu çok tanıdık geldi, sosyal medya da bu değil mi zaten?

Evet…

Peki neden sosyal medya kullanırken para ödemiyoruz.

Youtube kanalı kurdunuz, içine 3.000 video ekleyebiliyorsunuz ama aynı videoları kendi web sitenize eklemeye kalksanız 10 yıllık gelirinizi ödeseniz buna yetmeyebilir. 3.000 videonun internette ne işi var, harddisk ile saklayayım dediniz, hesaplayalım.

Youtube 128 GB ve 12 saate kadar videoları kabul ediyor, saklamak istediğim videoları harddiskte saklamak istesem 2 tane 128’lik video için 300 liraya bir SSD almam gerekiyor ama Youtube bedava.

İnstagram ile canlı yayın bedava.

Yazının başındaki soruyu soruyorum: Nereden geliyor bu değirmenin suyu?

“if you’re not paying for the product, you are the product”

Ürün ücretsizse ürün sizsinizdir!

Are you disco?

Dijital kölelik burada başlıyor, siz içerik üreterek ya da üretilen içeriklerin arasında zaman geçirerek bu sistemde bir köle gibi çalışıyorsunuz, karşılığı ne?

Bedava sosyal medya kullanmak.

Köleler de böyle değil midir? Karın tokluğuna çalışırlar, bugün içinde bulunduğumuz durum da bir tür “dijital kölelik” işte!

İçerik üret ya da tüket.

Çok içerik üretirsen seni daha çok kişiye gösteririm, bir de bu içerikleri düzenli şekilde yüklüyorsan seni daha da fazla kişiye göstereceğim, söz…

Tüketenler için ise: Tükettikçe daha çok şey öğreneceksin, burada her an eğlenceli ve bilgi dolu, çıktığın an çok şey kaçırırsın.

Velhasıl kelam, mütemadiyen tüketen ya da başkası için üreten internet kullanıcıları reklamverenler için bir restoran menüsündeki hamburger gibiler, müşteri (reklamveren) gelip “bu reklamı 25 yaşında, iPhone 7 kullanan kızıl saçlı ve hamile kadınlar görsün” diyor ve parayı veriyor ve reklamı görüyorsunuz. Hamburgerciye gidip menüden burgeri seçmek kadar basit…

Köle gibi karın tokluğuna çalışıyoruz, çok iyi ve uslu bir köle (fenomen) olursak karşılığında para bile veriyorlar, çok havalı!

Çok ünlem kullandığım bir yazı oldu!

Dikkat, dikkat!

Ortaokulda gördüğünüz Fransız İhtilali dersini hatırlatın, bu durum ile bir çağ kapandı ve bir çağ açıldı, özgürlük ve eşitlik fikirleri yayıldı. (Kitapta yazsa da ben katılmıyorum)

Bir gün, pek uzak olmayan bir günde insanlar verilerinin peşine düşerek aynısını yapacaklar. Özel hayatlarını bedava sosyal medya kullanmak için satmaktan vazgeçecekler, filmli fotoğraf makinesi kullanıp yazılarını kağıt kalem ile yazmaya başlayacaklar. Ceplerindeki telefonun aslında en büyük sırdaşları olmaması gerektiğini geç de olsa anlayacaklar.

Bugün annenizin, eşinizin hatta sizin bilmediğiniz şeyleri internete bağlı olan telefonunuz biliyor. Notlar, yazışmalar fotoğraflar, kimle bağlantılı olduğunuz.

Korkmuyor musunuz? Yürek yemişsiniz, helal olsun.

Bugün bu yazdıklarım sana saçma gelebilir o zaman şimdilik vedalaşalım…

Kategori: Bilişim

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir