Merhaba, yazıya başlamadan önce bir duyurum var, yazılarımı artık Instagram profilimde paylaşmayacağım. Sadece okumak isteyenlerin ve arayanların beni bulması daha çok hoşuma gidiyor. Popüler kültüre hizmet etmek istemediğim gibi kendim de popüler olma gayesi taşımadığım için orada paylaşma işine son verdim.
Bugün B Tipi Film konusunu yazacağım.
B filmi diyen de var.
Double Bill de diyorlar.
B-Movie diyenler de mevcut.
Bazıları da iki film birden diyor.
Sinema sektörü her ne kadar film tutkunlarına hizmet etse de aynı zamanda bunun ticari bir faaliyet olduğunu unutmamak gerekiyor, hem de büyük yatırımlar gerektiren riskli bir faaliyet.
B tipi filme geçmeden önce A filmi nedir ondan bahsedeyim. A tipi film, içinde yıldız oyuncular barındıran, yüksek bütçeli ve genellikle popülerliğe oynayan filmlerdir. B tipi film ise daha düşük bütçeli, içinde yıldız oyuncu bulundurmayan filmlerdir.
A tipi ile B tipi filmi müzik festivallerindeki gruplara benzetebiliriz. Bir headliner vardır, yani eski tabirle assolist, bir de alt gruplar vardır. Yani finalde Metallica konseri var ama ön grup olarak Pentagram çıkıyor ve dinleyicileri ısındırıyor. B tipi film de seyircileri filme ısındırmak için kullanıldığı gibi aynı zamanda kendisinden sonra yayınlanan filmin ne kadar kaliteli olduğunu göstermek için kullanılan kötü bir örnek olarak da görülmektedir. *Bu arada ben Pentagramı, Metallica’dan daha çok severim.
A tipi ile B tipi filmi futbol liglerine de benzetebiliriz. Bir tarafta yüksek bütçeli ve popüler süper lig ekipleri diğer tarafta nispeten daha az bütçeli ve daha az insan tarafından takip edilen bir alt lig. Alt ligteki futbolcular takımları ile ya da bireysel olarak bir üst lige çıkabilmek için mücadele ederler, B tipi film de böyle aslında, yönetmenlerin ya da oyuncuların kendilerini kanıtlamak için mücadele verdikleri bir platform…
1929 yılında yaşanan büyük buhran dünyadaki her şeyi etkilediği gibi sinema sektörüne de büyük bir darbe vurdu, birçok sinema salonu kapandı. İzleyicileri sinema salonlarına çekmek isteyen salon sahipleri promosyon olarak çekilişle araba bile verdiler ama aynı paraya iki film izleme kampanyası bu promosyonlar arasında en başarılı yöntem olunca B tipi filmleri satın almaya başladılar.
1948 yılında Amerika’da görülen bir davanın (Paramount Davası olarak da geçer) sonuçlanması ile salonların müşteri çekmek için B tipi filme ihtiyaçları kalmadı. İki film birden furyası bu noktadan sonra güç kaybetti.
Bu filmler büyük şirketlerin kontrolünden tamamen çıkınca rotalarını tamamen korku ve cinsellik gibi dikkat çekici sansasyonel yönlere doğru çevirdiler. Bir yandan da tamamen taklit içerikli filmler çıkmaya başladı, her ülke kendi Süpermen ya da uzay yolu filmlerini çekmeye başladı.
Türk sinemasının en önemli ve en ünlü B tipi filmi Dünyayı Kurtaran Adam’dır diyebiliriz. İki film birden furyası sonrasında yetişkin filmleri ile anılan bir hale gelmiş olsa da geçmişte çekilen B tipi filmler bugün izlediğimiz birçok yıldız oyuncunun kendini göstermesine ve kanıtlamasına olanak tanımıştır.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Yorumlar