Last updated on 19/03/2021
Charles Goodhart.
Kendisi bir zamanlar İngiliz Merkez Bankası danışmanıydı, kendi adını taşıyan Goodhart Yasası, bir makalesine eklediği minik bir sistem eleştirisi sonucunda ortaya çıktı.
Bu yasa, sadece ekonomi alanında değil hayatın her alanında geçerlidir, bay Goodhart bu yasa ile ilgili “Bir konu hakkında belirlenen ölçüt, işin stratejisine yön veriyorsa eskisi gibi ölçemez” diyor.
Bunu şöyle anlayabiliriz, işin başarı kriterleri doğru belirlenmezse bu kriterlere ulaşmak isteyen kişiler işi çıkmaza sokabilirler. Kriterler suistimal edilmeyecek şekilde belirlenmeli ve her şey rakamlardan beklenmemelidir.
Yok, yine tam anlatamadım.
1975 yılında ortaya çıkan bu kavram, özellikle rakamlar ile baskı altında tutulan insanların bir süre sonra sistemde bir açık bularak rakamları işlevsiz hale getireceğini ifade etmektedir. Bir kuruyemişçide çalışıyorsunuz ve sattığınız her 5 küfe fıstık için 100 lira prim alacaksınız diyelim, buradaki ölçüt satılan küfeler! Küfeleri daha hızlı bitirmek isteyen kötü niyetli birisi 5 kiloluk fıstık alana küfe daha hızlı bitsin diye 1 kilo da kendisi verse ne olur? Kendisi primi kazanır ama şirketi de ufak ufak zarara uğratmaya başlar.
Bir haber sitesinde çalışan kişileri düşünün, buradaki kişilere ölçüt olarak haberlerin tıklanma sayılarını gösterirseniz sansasyonel haberler artacaktır, bir süre sonra bu haber sitesi güvenilirliğini yitirecektir.
Goodhart yasası: Kontrol demek bozmak demektir.
Bu konu ile ilgili yazdığım kobra etkisi yazımı şuraya tıklayarak okumanızı öneririm, kobra etkisi bu konu ile ilgili en iyi örneklerin başında geliyor.
Bu arada şunu da demek isterim, 1000 günlük yazı maratonumun 40. günündeyim. Bir şeyi 40 gün boyunca yaparsın, buna alışırsın diyenlere inanmayın. 2019’da yaptığım 100 günlük yazı maratonunun 40. gününde bununla ilgili (alışkanlıklar ve 40 gün kuralı) bir yazı yazmıştım buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Yarın görüşmek üzere…
[…] yazdığım Goodhart yasası isimli yazıda eski İngiliz Merkez Bankası danışmanı Charles Goodhart’ı anmıştık, […]