“Bir gün…”, “Bir gün…” diye ilerleyenler hiçliğin evine varırlar.”
Miguel De Cervantes
Bugün erteleme hastalığı üzerine yazmak istedim, bugün istedim ve bugün yazdım : )
Ben neden her gün yazıyorum?
Geçmiş yıllarda her gün düzenli blog yazmak istiyordum ama hep kendimi erteledim sonra “haftada bir yazayım bari” dedim, ilk hafta yazdım ama ikinci hafta olmadı. Aylık yazmaya karar verdim ve her ay “ayın özeti”ni yazmak için hazırlandım, ilk ay yazdım ama ikinci ay olmadı!
Ben de kendime ceza verdim!
2019’da 100 gün boyunca sabah 5.00’te kalkıp blog yazdım ama bu yazı serisi bitince ne mi oldu? 2 sene boyunca sadece 3 blog yazısı daha yazabildim yani 100 gün yazmak bende bir alışkanlık oluşturmadı.
Vaaaaaay! Sen misin öyle yapan Tolga efendi…
Kendime daha büyük bir ceza verdim, 1000 gün yazmak! 1000 gün boyunca kesintisiz yaptığınız neler var? 1000 gün izinsiz işe gidiyor musunuz ya da okula. 1000 gün boyunca su içmediğiniz, yemek yemediğiniz hatta tuvalete gitmediğiniz bir gün bile olabilir. 1000 gün boyunca ara vermeden bir şey yapmak…
1000 gün spor salonuna gitsem bana Terminatör diyebilirsiniz ama ben 1000 gün yazacağım, hedefim beyninatör olmak : )
TED etkinliğinde sahne alan Tim Urban’ın “Usta Bir Erteleyicinin Kafasının İçindekiler” konuşmasında bahsettiği anlık haz maymunu kavramını duydunuz mu? Bu kavramı bana atan arkadaşımın beynini de bu maymun yönetiyor, kendisine ne desem erteliyor sonrasında “haklısın ama bir ara yapacağım” diyor.
Tim Urban konuşmasında; beynimizin dümeninde rasyonel karar verici isimli akıllı, uslu bir arkadaşımızın olduğunu söylüyor. Mantıklı şeyler yapan ve geleceğe göre hareket eden bu arkadaşı, yanına gelen anlık haz maymunu kötü yönlere çekiyor. Bu maymun anlık düşünüyor ve gelecek ile ilgili ne varsa erteliyor, her şeyi son dakikaya bırakıyor. Rasyonel karar verici bir süre sonra pes ediyor ve tüm kontrolü anlık haz maymunu ele geçiyor ama bir anda ortaya çıkan panik canavarı maymunu kaçırıyor ve rasyonel karar verici kendisi ile yani acılarla baş başa kalıyor! Urban, maymunun en tehlikeli olduğu durumun “son teslim tarihi olmayan işler” olduğunu da ekliyor.
Bir de procrastination kavramı var, yapacağı iş hariç her işe dalan ama yapacağı işe bir türlü odaklanamadığı için devamlı erteleyen insanlar…
Kısa vadeli mutlulukları uzun vadeli büyük mutluluklara tercih edenlerdir onlar, kendinize 100 gün boyunca yapacağınız bir hedef belirleyin. 100 gün 3 ay eder, “100 gün boyunca 10 sayfa kitap okuyacağım” deseniz 1000 sayfa eder!
Ben erteleme hastalığımı dövmek için blog yazıyorum, erteleyemiyorum, birazcık geç kalsam bile onlarca mesaj geliyor: Nerede blog yazısı!
Az önce dediğim “bugünün hazzı için yarını hiçe saymak” konusu ile ilgili yapılan ünlü bir deney var, marshmallow testi yazımı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Yazıya Cervantes’in bir sözü ile başlamıştım bitirirken de size bir söz ile ve üstte bahsettiğim TED videosu ile veda ediyorum.
Düşünüyorum öyleyse varım,
Üşeniyorum öyleyse yarın…
Yorumlar