Karar verirken geçmişte verdiğimiz emekleri ve bunun gelecekte bize getireceği faydaları düşünürüz. Concorde yanılgısı (Concorde fallacy) adı verilen durumda insanlar gelecekteki kazançlarından çok geçmişteki emeklerine odaklanırlar, geçmişte verilen emeklerin boşa gideceğini düşünerek geleceklerini riske atabilirler.
Bu durum hayatın her alanında karşımıza çıkabiliyor. Concorde yanılgısı durumunda ortada içi boş bir umut vardır ve bu nedenle buna aynı zamanda umut teorisi adı da verilir. Umutlanmak insanların motivasyonunu artırıp güç veriyormuş gibi gösterse de insanı karanlık deliklere doğru da çekebilir.
Bu duruma “kaybetmeme umuduyla daha çok kaybetmek” diyebiliriz.
Peki neden Concorde? İngiltere ve Fransa ortaklığı ile hayata geçen Concorde uçaklarının bu devletlere kâr getirmeyeceği anlaşılmış fakat yine de projeye devam edilmiştir. Bir yandan itibarını korumak isteyen bu devletler bir yandan da “bugüne kadar büyük yatırımlar yaptık, vazgeçmemeliyiz” demişlerdir. İşte bu sebeple geçmişte verilen emeklere kıyamadığı için geleceğini tehlikeye atma durumuna Concorde yanılgısı adı veriliyor.
Çok emek verdiği ilişkisini bitiremeyen kişiler de bu yanılgının içinde olabilirler, geçmişi parlak gözükmese de insanlar “bu işi buraya kadar getirdik, ziyan olmasın” diyebilirler. Arabası her gün sorun çıkaran ve büyük masraflar çıkarmasına rağmen düzeltemeyen kişiler de arabalarını satmayarak ve “bugüne kadar çok masraf ettim” diyerek bu yanılgıyı yaşayabilirler.
Biz buna “bile bile lades” diyoruz…
Bataklıkta ne kadar çırpınırsan o kadar dibe düşersin, işte tam olarak buna benziyor. Bir şeyleri harcamak kendini harcamaktan daha iyidir dostlar!
Oxford Üniversitesi’nde görevli zoolog Alex Kacelnik tarafından 1996 yılında ortaya atılan bu kavram hayatın her alanında karşımıza çıkıyor.
Bu kavrama paralel giden başka bir kavram da batık maliyetler teorisi olarak isimlendirilmiştir. Bu kavram, bir konuda geleceğe yönelik kararlar alırken özellikle geçmişteki hatalardan kaynaklı maliyetlerin göz önüne alınmaması gerektiğini anlatmaktadır. Elbette geçmişte yapılan harcamalar önemlidir fakat bu harcamalara bakarak geleceği bile bile karartmak da çok saçladır, işte batık maliyetler teorisi bu konuya dikkat çekmektedir.
Unutmayalım, zararın neresinden dönerseniz kârdır.
Parayı batırma yanılgısı (sunk cost fallacy) da buna benzer bir şekilde insanların ellerindeki seçenekleri gelecekte işlerine yarayacak şeyler için değil geçmişteki kararlara göre değerlendirmesini anlatmaktadır. Buna basit bir örnek vermek isterim, 2 ayakkabı aldınız birisi çok ucuz ve rahat diğeri ise çok pahalı ama ayağınızı yara yapıyor. Pahalı ayakkabı ayağınızı acıtsa da çok para verdiğiniz için giymek isteyebilirsiniz, çöpe gitsin istemezsiniz, işte yanılgı burada başlıyor.
* * * * * * * * *
Bugün öğrenecekleriniz bu kadardı. Bundan sonrası biraz sohbet, muhabbet…
Yanılgılardan bahsetmişken, kumarbaz yanılgısı isimli yazımı okumanızı öneririm, şuraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Bu yazıyı sevdiyseniz ve bu konuda biraz daha derinlere inmek istiyorsanız sahte konsensus yanlılığı isimli yazımı okuyabilirsiniz, buraya tıklayın.
1000 günlük yani yaklaşık 3 yıllık maratonun henüz 3. günündeyim. Daha önce 100 gün boyunca aksatmadan yapmıştım bakalım 1000 güne zihnim ve bedenim dayanabilecek mi?
Sn. Beyhan Budak’ın beni Instagram hesabında paylaşmasıyla yüzlerce yeni okurum oldu, kendisine teşekkür ediyorum. Beyhan hocanın bana verdiği şeyin adı aktivasyon enerjisi, onu da buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Mesajlarınız ve yorumlarınız için teşekkür ediyorum. Ben 1000 gün boyunca sıkılmadan yazacağım umarım siz de sıkılmadan okursunuz.
Bugüne kadar blog yazılarımın sonunda takipçilerime “hoşça kalın” diyordum ama o kadar çok yeni okur edindim ki bu yazımda size veda ederken “hoş geldiniz” diyorum, iyi ki tanıştık…
Yarın yine görüşelim.
Beyhan Budak hocamız sayesinde sizi tanıdım. Beyhan hocamızdan da çok güzel bilgiler ediniyorum.
Sizi de anasayfama sabitledim. Ben de hergün sizin en az bir yazınızı okuyacağımm.Her ikinize de kendi adıma çok teşekkür ederim.Saygılarımla
Beyhan Budak sayesidne sizinle tanışmak nasip oldu başaracağınızı düşünüyorum
Hoşbulduk.İnşallah daha çok kişiye ulaştığınız bir 1000 gün olur.
Merhaba Beyhan Budak sayesinde sizin bu keyifli yazılarınıza şahitlik ediyorum ve çok hoşuma gitti.Farkındalık yarattığınız için emeğinize sağlık.Sayenizde uzun zamandır yazmadığımı farkkettim .Yolunuz açık olsun …
Hoşbuldum 🙂 Bizler teşekkür etmeliyiz.Okurken hiç sıkılmadım ayrıca çok güzel noktalara değiniyorsunuz. “Bir şeyleri harcamak kendini harcamaktan daha iyidir .” O kadar katılıyorum ki bu söze .Çevremde Concorde yanılgısında olan çok kisi var ve bende onlardan biriyim aslında.Artık mesleğimi sevmiyorum ama verdiğim emeklere acıyorum .Terzi kendi söküğünü dikemez derler.Çevremdekilere bu konuda yardımcı olduğumu düşünüyorum.Kötüye giden ilişkilerini ,sırf emek verdikleri için bitiremeyen arkadaşlarım oldu.Onlar yanlışlarndan döndü şimdi sıra bende.Söz konusu kendimiz olunca cesaretsiziz biraz sanki:)
Bu yoruma aynen bende katılıyorum. 🙂
Yanılgı ve algı çağında, hakikatin önemsizleşmesine (post-truth) dur diyebilecek miyiz.. Hayır…
Biz deneyenler tarafında olacağız.