İstemsizce çoğunluğun sizin tarafınızda olduğunu düşünürsünüz, televizyonda en sona attığınız kanalları kimsenin izlemediğini düşünürsünüz, size ilginç ve saçma gelen şeylerin toplumda da aynı düşünceyi yaratacağını düşünürsünüz ama aslında yanılıyorsunuz.
Tercihlerinizin toplumca normal karşılandığını zannediyorsanız siz de aynaya bakıp “Sahte Konsensüs Yanlılığı” açısından kendinizi değerlendirebilirsiniz. Bu hataya düşen kişiler diğer insanların kendi eğilimlerine katıldıklarını düşünürler ve bazen bunu abartarak anlatırlar.
Önceki yazılarımda yazdığım psikolojik durumlar gibi bu durum da yine siyasal iletişime dokunan bir kavram. Siyasal iletişimde iki taraf da kendilerinin daha güçlü ve önde oldukları algısını yaymaya çalışırlar.
Kendisini çoğunluğun olduğu mantıklı tarafta gören bu kişiler kendi alışkanlıklarının çoğunluk tarafından kabul gördüğünü düşündükleri için karşı davranıştaki kişilere saygı duymazlar ve yok sayarlar.
Bu etkiyi taşıyan insanların genellikle diğer insanlar ile olan ilişkileri zayıftır ve doğru kıyaslamayı yapamazlar. Kendi buldukları karşılaştırma odakları tarafsız olmadığı için kendilerini toplumun örnek kesiminde görürler.
Olaya başka bir açıdan baktığımızda önemli başka bir sorunla daha karşılaşıyoruz, bu kişiler yeteneklerine önem verirler ve aynı yeteneğe sahip az kişi olduğunu düşünürler. Kendini önemli hissetmek iyi bir şey olsa da bunu hastalık derecesine getiren çok fazla insan var.
Bu yüzden arada kendimizi sorgulayıp “Ben ne yapıyorum” diye yutkunmak lazım, tek kalmaktan korkmayın, korkuyorsanız Cesare Pavese’nin yöntemini kullanın.
“Yalnız kalmamak için bütün gece aynanın karşısında oturdum”
(Bu yazıda 222 kelime var) #100Gün100Kelime’de 93. gün sona erdi.
[…] yazıyı sevdiyseniz ve bu konuda biraz daha derinlere inmek istiyorsanız sahte konsensus yanlılığı isimli yazımı okuyabilirsiniz, buraya […]